Yaptığı röportajlarla dikkatleri üzerine çeken Türkiye’nin yerli otomobil dergisi otostil’in Kültür Sanat Editörü Emre Kara derginin ocak sayısı için Mustafa Ceceli ile konuştu. Ceceli bu röportaj sırasında sıklıkla konuşulan Ferrari sahibi olmasının gerçek hikayesini Emre Kara’ya anlattı. Ceceli ayrıca toplu taşıma kullandığını İstanbul Kart sahibi olduğunu da sözlerine ekledi.
Mustafa Ceceli geçtiğimiz günlerde hakkında çıkan “Ferrari satın aldı” haberlerine Türkiye’nin yerli otomobil dergisi otostil’e özel yaptığı açıklamalarla son verdi. Ceceli, Ferrari’nin gerçek hikayesini derginin deneyimli ismi Emre Kara’ya anlattı. Ceceli ayrıca çok sık bir şekilde toplu taşıma kullandığını ama yanlış anlaşılabileceği için buradan fotoğraf yayınlamadığını da dile getirdi.
İşte çok özel fotoğraflarla Emre Kara’nın yaptığı o röportaj.
İYİ NİYETİMİZİ SUİSTİMAL ETTİLER
Ferrari’nin hikayesi tam olarak nasıl başladı?
Ferrari’yi bir arkadaşımdan ikinci el olarak satın almayı düşünüyordum. Arabayı test etmek için dışarıya çıktık ve sonrasında da bir yemek yedik. Yemek yediğimiz restorandan ayrılırken bir gazeteci arkadaş fotoğrafımızı çekti ve yanımıza gelip bu araba senin mi diye sordu. “Benim değil arkadaşımın. Aracı hala test ediyorum. Alıp almayacağım henüz belli değil ama kim istemez böyle bir arabayı almak? Zaten araba merakım var.” cevabını verdim ben de. Sonrasında da arabayı almaya karar verince biz zaten o gazeteye telefon açıp bu aracı almaya karar verdiğimizi ve eğer bunu haberleştirecekseniz yanlış bir anlaşılma olmaması için bu şekilde haberleştirin diye bilgilendirdik. Ama onlar bizim iyi niyetimizi suistimal ettiler. Sanki bir başka yerden öğrenmiş gibi yapıp bizim onlara birinci ağızdan ulaştırdığımız bilgiyi açıkçası kötü niyetle kullandılar.
Günlük hayatta kullanabiliyor musunuz peki?
Günlük hayatta özellikle yazın kullanmayı düşünüyorum. Çünkü bu araç önceki modellere göre daha şehirli bir model. İstediğinizde çok sessiz, düşük devirlerde de kullanabileceğiniz bir otomobil.
Ama fazlasıyla dikkat çekici bir otomobil…
Tabii ki dikkat çekici ve çarpıcı bir araba. Ben bile otomobili bir yere park edip daha sonra yanına gittiğimde etkileniyorum, her dakika görmeme rağmen. Onun dizaynı beni çekiyor.
Otomobillere ilginiz Ferrari’den önce başlamıştı değil mi?
Çocukluğumda ben araba delisiydim. Evde her model oyuncak araba vardı. Halen daha oğlum Arın için oyuncak dükkanına gittiğimiz zaman eşim (Sinem Ceceli) “Senin için mi geldik Arın için mi?” diye sorar :). Oyuncak araba reyonunda kendimi kaybederim. Spor arabalar dış görünüşüyle bana hala oyuncak gibi geliyor. Ama tabii ki içine bindiğin zaman bir oyuncak olmadığını aksine, eğer kullanmasını tam olarak bilmiyorsan çok tehlikeli olabileceğini söylemek isterim.
HER HAFTA OTOBÜSE BİNİYORUM, AKBİLİM VAR
Toplu taşımaya bindiğiniz oluyor mu?
Her hafta biniyorum. Akbilim var; İstanbul Kart. Kanlıca’dan Emirgan’a taka var 5 TL. Hemen indiğim yerde de otobüs durağı var. Oradan Bebek’e geçiyorum. 4. Levent’ten Taksim’e geçerken de sık sık metroya binmişliğim vardır. Hatta bir gün Ramazan programı çekimine Kanlıca’dan son anda bulduğumuz vapurla gittik Eminönü’ne.
Sizi gören şaşırıyordur…
“Şşşt…Mustafa Ceceli değil mi şu? Adamın ne işi var otobüste!” Bindiğim zaman genellikle böyle oluyor. O hengamede zaten yol bitiyor ve ben iniyorum. Ama tanıyanlar sağ olsun gelip beni ve şarkılarımı çok sevdiklerini söylüyorlar. Sohbet edip, birlikte selfie çekiyoruz. O güzergahı kullananlar varsa Emirgan-Bebek arasında denk gelebiliriz.
Elinizde bu kadar imkan varken neden ihtiyaç duyuyorsunuz?
Çünkü köprü yolunda trafiği çekmek ya da park yeri bulmakla uğraşmaya hiç gerek yok. Biz şöyle algılasak da bunu toplu taşıma demek sadece fiyatı uygun, ekonomik taşıma anlamına gelmiyor. Senin o an gideceğin güzergahta zaten hali hazırda bir araç varsa, otopark sorunu varsa bunu tercih edebilirsin. Son derece normal. Bunu da tercih edebilirim ve tercih ediyorum.
Metroya binip fotoğraf koyanları şov amaçlı anlayabiliyor insanlar. Siz bu yüzden mi hiç fotoğraf koymadınız?
İnsanların niyetlerini bazen tam olarak çözemiyoruz. Bir şey yaparsın farklı algılanır diye pek tercih etmedim. Nasıl ki Ferrari’de selfie yapmıyorsam otobüste de yapmıyorum. Onu da yanlış anlarlar. Ama benim yanıma gelen herkesle fotoğraf çekiyorum.