Türk pop müziğinin en özel seslerinden Müzisyen&Doktor Ferhat Göçer’le Swissotel The Bosphorus, İstanbul’un executive teras süitinde sohbet etmek üzere bir araya geldik. Bugüne kadar kullandığı otomobillerden yeni projelerine kadar pek çok şey öğrendik…
YAZI: EMRE KARA
Otomobillere olan ilginiz ne zaman başladı?
Çocukluğum köy yerinde geçti. Birkaç arkadaşla bilyalı tahta tekerlekli arabalar yapmaya uğraşıyorduk. Her modelde bir özellik geliştiriyorduk. Birinde fren mekanizması yapıyorduk, sonrakinde direksiyon kapasitesini arttırıyorduk mesela. Yedek tekerlekler için ormana çıkıp malzeme arıyorduk. Dingilleri, oturak yerleri falan genelde ahşaptı ama bazı metal aksamları da vardı.
Ehliyetinizi ve ilk arabanızı ne zaman almıştınız?
Ehliyeti 20 yaşında, ilk arabamı mecburi hizmette aldım. Yeşil bir Renault Broadway’di.
Sonrasında hangi araçları aldınız?
Daha sonra yeşil renk Toyota bir araç aldım. İlerleyen zamanlarda koyu füme renkli bir Alfa Romeo’m, ondan sonra da gri renkli bir Mercedes CLK sahibi oldum. Son 10 yıldır SUV kullanıyorum; Range Rover, siyah renk.
Neye dikkat ediyorsunuz araç seçerken?
Beni motor gücü ya da teknik özelliklerden önce dizayn etkiler. Alfa Romeo 156’nın dizaynına hastaydım. Mercedes CLK’ların ilk modelleri beni çok etkiler. Mercedes uzun bir dönem hantal kalmıştı tasarım konusunda. Sonra bir değişim dönemi yaşadı. Son zamanlarda o devrimden sonra ortaya çıkan yeni jenerasyon Mercedes’lerin çok güzel dizaynlarının olduğunu düşünüyorum. Yaş ilerledikçe konfor, yol güvenliği ve güç gibi beklentilere de giriyorsunuz. Aradığım tüm bu özellikleri Range Rover’larda bulduğumu söyleyebilirim.
Üretimi sona eren bir aracı günümüz teknolojisiyle yeniden imal etmek ister miydiniz?
Ford Mustang 1967! Aşık oldum araca. “Düştüm Ben Yollara” video klibimde kullandım. Aslında kendi araçlarımın hepsini kliplerimde kullandım; bir tek Broadway hariç. O dönem müzikle uğraşmıyor, hekimlik yapıyordum.
Kliplerinizde bu kadar çok arabaya yer vermenizin illa ki bir sebebi vardır…
Müziğin yolculuğa müthiş bir yol arkadaşı olduğunu düşünüyorum. İlk video klibim “Dön Diyemedim”de CLK Mercedes aracımı görebilirsiniz. Üzerine çekim amacıyla takılan bir sürü dış aparatlar vardı. Hatta çizilir mi çizilmez mi diye epey bir içimiz gitmişti.
KAZA GEÇİRDİM, DEREYE UÇTUM…
Hız yapmaktan zevk alıyor musunuz?
Ben tam araba kullanmaya başladığımda tecrübesizliğimden kaynaklanan çok kritik bir trafik kazası geçirdim. Hemen sonrasında Alfa Romeo’yu aldığımda hayati tehlike atlattığım çok ağır bir kaza daha geçirdim; dereye uçtum. Orada arabanın sağlamlığını da anlamış oldum. Alfa Romeo gerçekten bu konuda çok iyi. Onun arkasından “Biri Bana Gelsin” şarkısının çıktığı dönemde bu sefer aracı ben kullanmıyorken bir trafik kazası yaşadık. Dolayısıyla geçirdiğim trafik kazaları bana birer uyarı gibi gelir. Yol bomboş olsa bile 110 km/s’nin üstüne çıkmam. Çocuklarımı da uyarırım. Çok hız yaparım dediğinizde bencillik yapmış oluyorsunuz!
Toplu taşıma araçları kullanıyor musunuz?
Amerika’da ve Avrupa’da, tamamen metroya biniyorum. Oğlum Londra’da olduğu için oraya çok sık gidiyorum. Elime harita alıp geziyorum.
Çok sık seyahatler yapan birisiniz. Trafiği kusursuz olan bir şehir gördünüz mü?
İstanbul’da ki trafik keşmekeşinden çok daha yoğun yerler var. Buradaki sıkıntının daha büyüğünü Londra’da, New York’ta, Melbourne’de de yaşadım. Şangay’da nispeten kalabalık ne kadar olursa olsun sürekli bir akıcılık gördüm.
İstanbul’da trafiğin yoğun olduğu saatlerde acil bir yere yetişmeniz gerekirse ne yapıyorsunuz?
Hastanede aktif cerrahi yaptığım dönemde zamanım çok kısıtlı oluyordu. O yüzden çekimlere ve konserlere motor kuryeyle gidip geliyordum. Soğuk alıp rüzgar yiyorduk. Kendimizi korusak bile ateşleniyorduk ama işimize vaktinde yetişiyorduk. Hala bile yapıyorum zaman zaman.
TAMAMEN PROJE ALBÜMLER YAPMAK İSTİYORUM
Arabada şarkı dinlemek önemli mi?
Arabada şarkı dinlemek bir ritüeldir. Nasıl bir belediye otobüsünde kulaklıkla cep telefonundan şarkı dinleme gerçeği varsa, bir de arabada radyoyu açıp şarkı dinleme gerçeği var. Mesleki açıdan yaklaşayım. Arabada dinlediğin ses yüksekliği, denge, mix, sesin parlaklığı, frekansların dengesi… bir takım teknik şeylerin son noktasıdır. Arabada dinleyip tekrar tekrar çok mastering değiştirdiğimiz olmuştur.
Catwork’le “Silinmeyen Hatıralar”, Altan Çetin’le “Yarabbim”, Volga Tamöz’le “Düştüm Ben Yollara” müzik tarzınızdan farklı projelerdi…
Onlar benim ana albüm trafiğinin içerisinde olan şeyler değil. Bu projelerdeki gibi dans ya da elektronik müzik denemeleri daha çok deneysel aşamada tek parçalık projeler halinde yapıyorum. Tutar mı tutmaz mı kaygısından öte heyecan duyduğum ve yapmak istediğim için, bunu da yapınca nasıl bir geri dönüş gelir bana diye merak ettiğim için yapıyorum. Tamamen proje albümler de yapmak istiyorum ama zamanı var…
Ne gibi fikirleriniz var?
Klasik Batı müziği, napolitenler, aryalardan oluşan bizim etnik sazlarımızın içinde olup süslediği akustik formda bir albüm hazırlamak gibi. Bir de türkü albümü hazırlamak gibi ama farklı formatta. Mesela içinde hiçbir etnik sazın olmadığı, sadece piyano ve gitarla birlikte yorumlanmış bir proje mesela. Bunun gibi zıt vuruşlu şeyler.
BURAY’IN YILDIZI ÇOK İYİ PARLIYOR…
Siz her albümde yeni bir ismin şarkısına yer veriyorsunuz…
Besteniyolla.com isimli bir internet sitesi açtık. Youknow’da yine amatör bestecileri konuk alıp onların şarkıları dinledik. Bunlar ilk kez yapılan şeylerdi. “Ayrılsak Ölürüz Biz”, “Unutmuş Çoktan”, ”Kalbe Kiralık Aşklar” gibi şarkılar ve çok özel isimler kazandık bu platformlardan.
Sıla Gençoğlu’nun albümü yokken sizin albümünüzde “Vur Kadehi Ustam” şarkısı vardı değil mi?
Sıla, Kenan Doğulu ile birlikte sektör içerisinde çalışıyordu ama Sıla ismini Türkiye tam olarak duymamıştı. Oğuzhan Koç, Buray, Zeki Güner… Şimdi her biri bu ülkenin en önemli müzik starları. Özellikle Buray’ın son dönemlerde yıldızı çok iyi parlıyor. İyi şarkı söyleyebilmenin yanında besteci yönü de çok kuvvetli. Dolayısıyla yakın geleceğin en önemli müzisyenlerinden biri olacaktır. Bizim onlarla zamanında kurduğumuz ilişkiler bu yolculukta doğru yolda ilerlediğimizin göstergesi.
SAHNE ER MEYDANIDIR…
Konserlerinizde albümlerinizin dışında geniş bir repertuvarınız var…
Ben performans sanatçılığından geldim. 1993-94’te şarkı söylemeye başladım. 11 yıl sonra albüm çıkardım. Ben sahnede söylemekten keyif aldığım ve insanların dinlerken beğeneceğini düşündüğüm bir repertuar hazırlarım. Sahne er meydanıdır. Benim şarkım ya da başkasının olmasının önemi yok.
Albümünüz yokken Harbiye Açıkhava Tiyatrosu’nda yıllarca konser yapmışsınız…
2001’de ilk Açıkhava konserimi verdim. Albüm çıkana kadar 4 sene konser yapmaya devam ettik. Yıllarca belirli bir kitle oluşuyor.
Bir gün müziği bırakmak zorunda kalsanız mutlu olabilir misiniz?
Ben müzik için hayatımı feda ettim. Kör olsam, sakat olsam yine müzik yapmaya devam ederim. Yeter ki gırtlağım kesilmesin, sesim gitmesin.
BU ÜLKE BANA AŞK VERDİ…
Albümlerinize bol bol klipler çekiyorsunuz. Maliyeti yüksek işler. Her birinin geri dönüşü oluyor mu?
Hayatta hayal ettiğim çoğu şeyi yaşadım. Maddi bir kaygı içerisinde yapmıyorum bu işi. En basit göstergesi kliplerdir bunun için. Bir albümde kliplenmesi istediğim tüm şarkıları kliplendiriyorum. Çünkü bu ülke bana şöhret verdi, eş verdi, çocuk verdi, para verdi, aşk verdi… Ben de hem şükrediyorum hem de mümkün olduğu kadar tadını çıkarmaya çalışıyorum.
Siz de kısa videolar çekip sosyal medyada hesaplarınızda paylaşıyorsunuz…
İleride kendime boş vakit ayırıp bu işlerle de ilgilenmek istiyorum. Çünkü benim evimin yanında 2 kat yüksekliğinde 150 metrekarelik özel yapılmış bir televizyon stüdyosu var. 600.000 Dolarlık bir yatırım yaptık bu iş için. Bu stüdyoda çalışan ekiplerimiz bize sosyal medya içerikleri üretiyor. Sadece bize değil, başka firmalara da içerikler üretiliyor. Youtube ve diğer platformlar için video klipler çekiliyor. Keyifli şeyler yapıyoruz. İnternetten bize ulaşan müzik adına görsel desteğe ihtiyacı olan amatör sanatçılara da yardım ediyoruz. Benim sosyal medya hesaplarımda televizyonda dönen video kliplerim haricinde bu stüdyoda sadece internet için hazırladığımız video klipler izleyebilirsiniz.
Yeni albüm hazırlıklarınız nasıl gidiyor?
2017’nin ilk aylarına yetişecek görünüyor. 10 şarkı olacak. Kendi bestelerim var. Zeki Güner’e, Buray’a ait şarkılar var. Yine yeni isimlere ait eserler olacak. Erkin Koray’dan bir şarkı var. Ozan Çolakoğlu, Ozan Doğulu, Febyo Taşel, Alper Atakan gibi tarzını ve üslubunu sevdiğim kalabalık bir aranjör grubuyla çalışıyoruz.