Tasarımı öyle olmadığını söylese de siz bu Caterham ile direkt yola çıkabilirsiniz. Bu otomobil günümüzün en safkan yarış araçlarından biri olmasına rağmen aynı zamanda caddelerde de kullanılabilen bir otomobil.
Caterham Superlight R300 yaklaşık 60 yıllık tarihi boyunca hep keyif veren bir otomobil olarak hafızalarda yer etti. Benim direksiyonunda olduğum bu pist canavarı ise standart bir yol otomobili olarak doğmuş ancak Intercity Caterham Cup için biraz değiştirilmiş bir model.
Ancak şunu belirtmeliyim ki bu değişim aslında son derece sınırlı. Sebebi mi? Çok basit; bu otomobilde zaten herhangi bir ağırlık fazlası, keyfi törpüleyen yardımcı elektronik sistemler vb. ilave donanımlar yok. Hatta şunu belirteyim lastiklerin üzerindeki küçük çamurluklar olmasa bu otomobil yasalara göre yola bile çıkamaz; hal böyle olunca onu bir yarış aracına çevirmek de çok kolay.
Peki ben bu otomobili niye mi kullanıyorum? Öncelikle bu araçlar Intercity İstanbul Park’da düzenlenecek olan Caterham Cup için hazırlandı. FIA standartlarında ve TOSFED onaylı güvenlik ekipmanı ile özel olarak donatılmış, birbirinin aynı 20 safkan yarış otomobili, 12 + 1 yarışlık bir şampiyonada katılımcılara caddede değil pistte, profesyonelce yarışma fırsatı sağladı.
Caterham’ın tasarımı için çok fazla söz söylememe gerek yok, zaten bu aracı görünce herkeste hemen hemen aynı şaşkınlık ve hayranlık oluyor. Ben de bugüne kadar pek çok farklı ve özel otomobil kullanmama rağmen bu otomobili her gördüğümde nabzım hızlanıyor.
O ASLINDA SADECE 180 HP
Yola çıkma zamanı geldi…. Caterham bu özel haliyle 530 kg ağırlığında. İçindeki makineyse Ford’dan gelme ve ona 180 HP ile 200 Nm tork sağlayan bir 2.0 litrelik 4 silindirli güç ünitesi.
İlk çalışma anından itibaren sesiyle gücünü ele veren Caterham, yola çıkıldığı anda sizi kendisine hayran bıraktırıyor. Bunun en önemli sebebi ise düşük sayılabilecek güce rağmen düşük ağırlık ve sıralı şanzımanla gelen his.
Caterham’da 6 ileri oranlı sıralı Sadev vites kutusu görev yapıyor. Bu şanzıman son derece hassas ve hızlı çalışan bir ünite. Bu sistemin e kadar başarılı olduğunu ise özellikle hızlı girilen virajlarda çabuk vites düşürme istediğiniz zamanlarda anlıyorsunuz. Tepki süresi çok iyi olan vites kutusu uzun düzlüklerde de aracın ok gibi fırlamasını sağlıyor.
Yol tutuş konusuna gelince kimse Caterham için kötü konuşmamı beklemesin. Aracın mükemmele yakın ağırlık dağılımı, ton başına üretilen yüksek güçle gelen sürüş keyfi, yere yakın gövdesi, Quaife diferansiyeli ve semi slick lastikleri nedeniyle onun için olumsuz konuşan bulmak çölde kutup ayısı ile karşılaşmak gibi.
Pistte turları ardı ardına geçiyorum. Benimle birlikte yaklaşık 600 kg olan toplam ağırlığın da etkisiyle Caterham adeta raylar üzerinde giden bir tren gibi demek istiyorum. Ancak bu araç yola yapışan bir otomobil değil. O daha çok süzülerek giden bir keyif makinesi. Süzülmekten kastı aracın kopması veya izinden sapması değil. Ancak yola da sıkı sıkıya tutunmuyor. Araç kontrolden çıkacağı zamanlarda bile 4 tekerleği üzerinden kaymaya başladığı için size de daha keyifli sürüşler sunuyor. Bu sayede de kontörlü elden kaybetmiyorsunuz. Direksiyonu ise direkt. Her ne kadar herhangi bir yardımcı sistem olmasa da lastikler ısındıktan sonra aracı izinden saptırmak çok zor. Normal şartlarda aracın arkasının kaymasını beklediğim virajlarda yola tutunma ısınan ve yolu çok iyi kavrayan Avon lastikler sayesinde muazzam.
YARDIMCI SİSTEME NE GEREK VAR!
Frenler de çok dengeli. Unutmamak gerek ki bu araçta ne ESP, ne ABS, ne hidrolik direksiyon var. Her şey mekanik her şey sürücünün keyfi için hazırlanış. Buna rağmen frenler çok dengeli. Isınma sorunu neredeyse hiç yok, dozlama elbette sert ancak ölçülü.
İstanbul Park’ın meşhur 8. virajında Caterham bana bir kez şaşkınlık yaşatıyor. Normalde bu virajda araçların süzülerek gitmesinden rahatsızım. Bu tarz araçların hafif kopması ve arkasının gelmesi lazım ki virajdan çıkarken hızım da artsın. Caterham ise bu viraja oldukça rahat giriyor. Hatta keşke biraz daha arkasını kopartsa da daha hızlı virajdan çıksam diye hayıflanıyorum.
Peki bu aracın hiç olumsuz tarafı yok mu? Elbette var. Benim açımdan en önemli zayıflık aracın küçük iç mekanı. Örneğin ben orta boylu biriyim. Ben bile iç mekanda yeteri kadar alan olmamasından şikayet ediyorsam benden daha iri birisinin bu raca sığması bile çok zor. Elbette bu günlük kullanılan bir yarış otomobili olmanın getirdiği bir zorunluluk ancak yine de daha fazla alan fena olmazmış.
Ancak merak etmeyin yarış esnasında bunları dert etmenize gerek yok. Çünkü katılımcıların araçları kendilerine özel olarak hazırlandığı için her sürücünün kendine özel yapılmış bir koltuğu olacak. Bu sayede araca kontrol çok daha iyi sağlanacak ve iç mekandaki darlıktan minimum etkileneceksiniz.
Üstelik özel koltuk tasarımı sayesinde pistte ilerlerken aracın burnu ve çamurluklarını da görebiliyor ve bu sayede yarış esnasında çizginizi de doğru şekilde ayarlayabiliyorsunuz. Pistte ilerlerken yüksek hız nedeniyle önünüze değil, ileriye bakmak zorundasınız ve kişiye özel koltuk sayesinde de bunu çok iyi yaparak aracın yönlendirmelerini kolayca yapabiliyorsunuz.
Caterham günlük kullandığınız araçlara kıyasla çok farklı bir ruhu var. O yola yapışmaktan ziyade keyifle kaya kaya virajları alma isteyen bir otomobil. Zaten araçla birkaç tur attıktan sonra siz de ona alışıyorsunuz ve onun bu isteklerine siz de cevap verebiliyorsunuz. Onu kullanırken size verdiği güven sayesinde kullanım karakteriniz de değişiyor. Ancak asla güvenliği elden bıraktırmıyor; ona dön dediğinizde dönüyor, dur dediğinizde duruyor.
İSTER HAFTAİÇİ İSTER HAFTASONU
Bu otomobil aslında yola çıkmaya izni olan bir yarış aracı demiştim. Özelikle İngiltere’de bu otomobili satın alanlar da aracı hafta içi işe veya yakın mesafelere giderken kullanıp, hafta sonu ise birkaç arkadaş toplanıp pistte keyifle vakit geçirmek için bu aracı satın alıyor. Ülkemizde ise henüz böyle bir kültür oluşmadı. Ancak bu demek değildir ki bu otomobili kullanma keyfinden mahrum kalmak zorundayız; Intercity düzenlediği Cup’larla onu kullanma şansı sunuyor.
Yazı: Jason Tahincioğlu Fotoğraf: Barış Hasan Bedir