Volkswagen ülkemizde çok sevilen bir marka halini aldı. Bunda hiç kuşku yok ki Doğuş Otomotiv’in katkısı çok fazla.
Hatırlıyorum da 1997 model Passat 1.8T modeli satışa sunulduğunda büyük olay olmuştu. O zamana kadar sınırlı modele erişimi olan Türk halkı için böyle bir otomobil rüya gibiydi. Üstelik fiyatı da yanlış hatırlamıyorsam 3 milyar 300 milyon TL idi ki bu bedel insanların gözünde kelepir bir fiyattı.
Aradan yıllar geçti, Volkswagen ürün gamı ve marka stratejisi değişti, Doğuş Otomotiv değişti ve tabii ki Türk tüketicisi değişti. Volkswagen artık “Halk Otomobili” kavramından ziyade pahalı bir üretici konumuna geldi. Bunun en iyi örneğini de kısa süre önce satışa sunulan makyajlı Passat modelinde görmek mümkün. Aracın test otomobili 500 bin TL’yi aşan fiyat etiketine sahip. Şimdi vergilerden yana dem vurabilirsiniz ama rakiplerine kıyasla yine de fiyatı yüksek kalıyor. Volkswagen artık premium bir marka gibi davranıyor.
Bunun yüzünden midir bilmiyorum ama iletişim konusunda da daha farklı bir düşünceye girmiş durumdalar. Bu Volkswagen’in kararı mı yoksa Doğuş Otomotiv’in mi inanın bilmiyorum. Bunu söylememdeki sebep son 2 yıldır dikkat ediyorum da VW Grubu’nun bir modeli makyajlandığında ülkemizde bununla ilgili basın bülteni pek hazırlanmıyor. Bunun en büyük sebebi elde o modelden yüksek miktarda stok olması olabilir ki önce bu stoklar erisin düşüncesi ticaret açısından belki etik olmasa da doğru bir karar. Bir diğer neden ise ülkemiz pazarına önem verilmemesi olabilir ki inanın bunun gerçek olmasını hiç istemem.
Düşünün geçtiğimiz günlerde Volkswagen denilince akla ilk gelen model olan Golf’ün 8. nesli lanse edildi. Ancak konu hakkında biz yurtdışından gerekli materyalleri aldık ve çeviriler yaptık. Buna karşılık Türkiye’de bir basın bülteni hazırlanmadı. Yani Türk tüketicisine bu modelin yenilendiğini haber vermek son dönemde popülaritesini influcer denen kişilere (birkaçı hariç hiçbirinin yaptığı işe saygı duymuyorum!) kaptıran bizlere kaldı!
Eğer bu bilinçli bir tercihse benim mantığım bunun nedenini anlamakta zorlanıyor. Umarım mantıklı bir izahı vardır.
Zira benzer bir durum Volkswagen’in ülkemize yatırım haberleri çıktığı sırada oldu. Türkiye’den açıklama namına dişe dokunur şeyler olmadığı için hep Almanya’dan ve Alman basınından gelişmeleri takip ettik. Şimdi de fabrika olayını aslında olmadığı ya da olmayacağı ortaya çıktı.
Bir dönem bayilerinde kuyruklar olan ve en az 3 ay sıra yazılan Volkswagen için bence şapkayı önüne koyup düşünme vakti geldi. Zira bayilerde o eski şaşalı günler yok. Zaten pazar daraldığı için otomotiv can çekişiyor, buna bir de bu tarz iletişim kazaları eklenince firma için işler önümüzdeki süreçte daha da kötüleşecek gibi duruyor.