Günümüzde her otomobilin fabrika verisi tüketim rakamlarına baktığımızda hep öylesine düşük sonuçlar görüyoruz ki bu değerlerin gerçekçi olmadığını hemen anlıyoruz. Zaten pek çok tüketici de özellikle ilk kullanımlar esnasında bu değerlere ulaşamadığı için sürekli aracı satın aldığı bayi ile tartışıyor ve tüketimin yüksek olduğunu ve aracında bir sorun olduğunu belirtip serviste kontrol edilmesini istiyor. Bu da ister istemez servislerde gereksiz zaman kayıplarına neden oluyor ve otomotiv firmalarıyla nihai tüketicileri karşı karşıya getiriyor.
Peki ama neden fabrika verisi tüketim değerleriyle gerçek sürüş verileri arasında dağlar kadar fark var? Neden gerçekçi sonuçlar yazılmıyor?
Öncelikle şunu belirtmekte fayda var ki artık bu kısır döngü ve tüketiciyi kızdıran durum değişiyor. Önümüzdeki birkaç ay içinde tüketim verilerinde gerçekçi sonuçlar yazılacak ve bir aracı aldığınızda onun aslında normal sürüş koşulları altında ne kadar yakıt tüketeceğini aracı satın almadan göreceksiniz.
Otomotiv üreticileri araçlarının yakıt tüketim değerlerini NEDC adı verilen New European Driving Cycle – Yeni Avrupa Sürüş Döngüsü isimli olguya göre açıklıyor. Kapalı bir ortamda, simülasyon ağırlıklı ve gerçekçilikten uzak bu değerlendirme sonucunda da araçların tüketim değerleri olması gerekenden az çıkıyordu. Bu verilerin kullanılması sayesinde de üreticiler ortalama Euro emisyon değerlerini tutturup ülkemizde önemli olmasa da başta Avrupa olmak üzere pek çok pazarda rahatça araçlarını satabiliyordu.
Ancak artık bu durum değişti. Bundan sonra üreticiler araçlarının yakıt tüketim değerlerini normlarına uygun olarak açıklayacaklar.
İki değerlendirme arasında sonuçlara baktığımızda büyük farkların olduğu görülüyor. Daha gerçekçi olan WLTP sürüş döngüsü (Worldwide Harmonized Light-Duty Vehicles Test Procedure – Küresel Uyumlu Hafif Araç Test Prosedürü) ‘ne göre tüketiciler artık araçlarının gerçek sürüş koşulları altında ne kadar yakıt harcadıklarını bilecekler ve belki de satın alma tercihlerini başka bir modelden yana kullanacaklar.
Yakıt tüketiminde bu değişiklik nedeniyle üreticilerin özellikle araçlarının ağırlıklarını azaltarak daha düşük tüketim sonuçlarına ulaşmasının hedeflendiği biliniyor. Ayrıca ağırlığı azaltmak için artık üreticiler mümkün olduğunca opsiyonel donanımları da azaltacak ve tüketim rakamlarının artmamasını sağlayacak. Bunun sonucunda da özellikle sunroof gibi araca ilave güvenlik elemanlarının eklenmesi nedeniyle bu tip donanımların yakın gelecekte gözden düşmesi bekleniyor. Bu değerlendirme nedeniyle artacak rekabetin araç fiyatlarında ise orta vadede düşüş getirmesi kaçınılmaz olacaktır. Çünkü NEDC verilerine göre tüketimler birbirlerine yakın olduğu için firmaların donanım ve satış fiyatları esas alınıyordu. Ancak şimdi tüketime bağlı olarak kullanım maliyetleri de satıcılar tarafından rakip modellerin önüne geçmek için argüman edilecek ve bu da araç fiyatlarının azalmasını sağlayacak.
İki sürüş döngüsü arasındaki farklar
Yürürlükte olan NEDC, teorik sürüş profilini temel alarak “şehir içi, şehir dışı ve ortalama” gibi tüketim değerleri verirken, WLTP sürüş döngüsü global istatistiki bir araştırmayı temel alan “gerçekçi” sürüş alışkanlıklarını kullanır. WLTP sürüş döngüsü, farklı ortalama hızları olan 4 bölüme ayrılır: düşük, orta, yüksek, çok yüksek. Her bölüm günlük sürüş koşullarını daha iyi yansıtmak adına bir dizi sürüş aşaması, duraksama, hızlanma ve frenleme gibi aşamalardan oluşur. Her motor ve şanzıman kombinasyonu, en ekonomik model ve en çok yakıt tüketen model de test edilir.