Kadınlar için servise gitmek kabus mu? | OTOSTİL

Kadınlar için servise gitmek kabus mu?

Kadınlar için servise gitmek kabus mu?

Kadınlar için servise gitmek kabus mu? Yazarımız Eva Aksu sizin için araştırdı; emin olun bu yazı sonunda önyargılarınız değişecek, aracınızı servise götürmek için eşinizden yardım almayacaksınız. 

Kadınlar ‘aracını servise götürenler ve götüremeyenler’ olarak ikiye ayrılır. Bu ayrım kendi içinde ‘aaa servis e de mi gidiyordu bu?’, ‘o ışık benzin için değil miydi ya?’ ya da ‘servise güveniyorum ama ortam tekin değil’ ve ‘babamın sanayide bir adamı varmış o alıp götürecek’ şeklinde alt kollara ayrılır. Ben Mais Boğaziçi ile tanışana kadar ‘servise güveniyorum ama ortam tekin değil’ cilerdendim. Geçen yıl aracımı yenileyerek bir Capture edindim. Ve Renault Mais Boğaziçi ile olan maceram da orada başladı.

Şubenin en şahane satış temsilcisi Birgül Öztürk az kahrımı çekmedi. Çaylar kahveler kurabiyeler çikolatalar derken bir süre daha oralarda takılsaydım maaşa bağlayacaklardı beni 🙂

Buraya kadar her şey şahaneydi ki, zaman akıp gitti ve o ‘kara gün’ geldi çattı; 20 bin/1. yıl bakımı! Aracın kadranında ‘bakıma 10 gün kaldı’, ‘9 gün’, 8-7… yazılarını gördükçe içim daraldı. Sonra bu süreci haber olarak yazmaya ve benim gibilere yol göstermeye karar verdim.

???????????????????????????????????????????????????????????????????????????????????????????????????????????????????????????????????????????????????????????????????????????

İlk iş Mais Boğaziçi ile iletişime geçtim, haber ve servis randevumu aldım. Randevu günümde önce şube müdürü Ercan Günaydın ile görüştük. Odasında servis sürecini anlatırken benim kafamda ‘burada oturup konuşmak kolay, servise inelim de o zaman konuşuruz, oda ferah, kahveler güzel, dinliyorum Ercan bey’ tınıları dolanıyordu. Tam o sırada satış sonrası müdürü Süreyya Gözneli ve servis danışmanı Serhat Övet de konuya dahil oldu. Hep beraber servise geçtik.

Mais Boğaziçi 12 bin m2’ye kurulmuş dev bir merkez. Bunun 3 bin m2’si servis alanı olarak kullanılıyor. Servisin giriş kısmı oldukça ferah ve atölye çalışanları paravanla ayrılmış olan arka bölümde bulunuyor. Bu hem iş güvenliği açısından hem de onların konsantre olabilmeleri açısından önemli. Girişe aracınızı bırakıp resepsiyona yöneliyorsunuz. Randevunuz varsa hemen, yoksa uygunluk durumuna göre işlemleriniz başlatılıyor.

SÜRPRİZ FATURA YOK

İlk bakım rutinleri için aracınız teslim alınırken sizin şikayetleriniz ya da istekleriniz için de ayrıca bir form dolduruluyor. Araç servis ücreti net bir rakam olduğu için hemen söylenirken, olası ekstra durumlar için ise fiyat bilgisi ve önem bildirilip isteğiniz doğrultusunda işlem yapılıyor. Yani ‘ bujiler meme yapmıştı onları da değiştirdik ver 200 lira daha’ durumu asla söz konusu değil. Size bildirilmeden yapılan tüm masraflar şube tarafından karşılanıyor.

İlk bakım için öngördükleri süre 2 saat. Bu süre içinde servis ya da satış bölümünde yer alan bekleme salonlarında vakit geçirebilir, ya da en yakın toplu taşım durağına (metro-otobüs) ulaşımınızın sağlanmasını isteyebilirsiniz. Benim için 2 saat oldukça kısa bir süreydi, konu hakkında o kadar bilgisizim ki, ‘4 gün sonra alacaksınız’ deseler sesimi çıkarmazdım Ama herkes benim gibi değil, bu nedenle Mais Boğaziçi’nin ‘pitstop’ adlı bir hizmeti var. Pitstop için randevu aldığınızda aracınız için çalışan sayısı ikiye çıkıyor ve 1 saat içinde her şey bitmiş oluyor. Bu uygulamanın ekstra bir maliyeti yok. Uzun servis süreçleri için ise kendi bünyelerinde bir kiralama sistemi oluşturulmuş, günlük 50 TL’den başlayan fiyatlarla (Renault Clio için belirlenen ücret) araç kiralayabiliyorsunuz.

HER YER TERTEMİZ

Elbette ben haber yapma amacında olduğum için aracımı bırakıp keyif çatmadım. İşin mutfağına girip ‘İşte servislerin bilinmeyen yüzü!’ diye ahkam kesmeyi planlarken çoğu restoranın mutfağından daha temiz ve düzenli bir atölye ile karşılaştım. Yerde tek bir yağ kalıntısı, ortamda en ufak bir boya kokusu da mı olmaz? Olmadı, ben önde, kursakta kalan heves arkada teftişe devam ettik. Duvarlar boyunca isim etiketleri ile paketlenmiş lastikler gördüm. İstanbul’da garaj sahibi kaç kişi vardır ki kış lastiklerini saklayabilsin… Burada lastikleriniz sizin için yıllık 150 TL gibi bir ücretle özenle saklanıyor. Artık bahane de kalmadı o lastikler mevsim şartlarına göre değişecek artık, kızdırmayın yayın yönetmenimi 🙂 Şaka bir yana hem kendiniz hem de başkalarının can güvenliği için bu konu önemli, lütfen es geçmeyin.

Günlerce kabus olarak nitelendirdiğim süreç 2 saatte sonlandı ve aracımı tertemiz teslim aldım. Bu haberde öğrendim ki;
*Aracınızı yetkili servis haricinde hiçbir yere teslim etmeyin. Mekanik işleri ciddiyet ve teknoloji ister, el yordamına gelmez. Yanlış takılacak bir vida bile önce emniyetinizi sonrasında da aracınızın değerini tehlikeye sokar.
*Randevu sistemine dahil olduğunuz sürece yetkili servisler vaktinizi çalmaz. Tam tersi araç sirkülasyonun hızlanması için bir an önce işlerini bitirirler.
*Servis çalışanları en az satış bölümü çalışanları kadar naziktir. Kadın da olsanız rahatsız edici bir durumla karşılaşmazsınız. Hepsi alanlarında eğitimli uzman kişilerdir.
*Şişirilmiş faturalar, gereksiz yapılan işlemler, uydurma arızalar gibi etik ve ahlaklı olmayan uygulamalara yetkili servislerde yer yoktur. A’dan Z’ye kendilerini denetler, o da yetmez bağımsız şirketlerle de bu işin takipçisi olurlar.
*Son olarak da, yetkili servisler öcü değildir 🙂