Halkla ilişkiler / PR şirketlerinde habercilik değil bültencilik dönemi markalar için tehlike çanları çaldırıyor.
Ortada bir marka ve medya var.
Bu ikisi arasında iletişimi kurmak için halkla ilişkiler / PR şirketi var.
Marka tüm iletişimini bu şirket üzerinden yürütmek istiyor.
En doğrusu…
Bizlerin iletişimini de kuvvetli kılan bir durum bu.
Ama halkla ilişkiler / PR şirketini seçerken çok dikkat etmek lazım.
Habercilik değil bültencilik isteyen halkla ilişkiler / PR şirketleri hızla çoğalıyor.
Bunlar bültencilik değil de habercilik yapanları fişliyor.
Marka yönetimine yalan yanlış bilgiler vererek, medya kuruluşunu onların gözünde de itibarsızlaştırmaya çalışıyor.
Habercilik yapan büyük bir holdingin yayın kuruluşuysa, “hahaha habercilik yapacaklar canım diyerek” onları geçiştiriyorlar.
Çifte standart zaten onların olmazsa olmazı.
Benim sözüm markalara.
Lütfen seçtiğiniz halkla ilişkiler / PR şirketlerini denetleyiniz.
Onların goygoyları ile gaza gelmeyiniz…
İşin doğrularını öğrenmek için karşı tarafı da, yani bizleri de dinleyiniz.
Yoksa aracı, aracı olmaktan çıkıp kendi kafasına göre iletişim yapan, hep iyi bir tablo çizen bir halkla ilişkiler / PR şirketinden bir adım bile ileriye gidemiyor.
Habercilik yapanlara kulak vermediğiniz sürece bültencilik yapan halkla ilişkiler / PR şirketleri size dünyayı pespembe göstermeye devam edecek.
Hızlı gelişen dünyanın dinamiklerini göremeyecek ve bu pembe tablonun içine hapsolmuş olacaksınız. Rakibini tanımadan maça çıkmış gibi olmak istemiyorsanız, habercilik yapanları dinleyin…
Murat Tosun