İşte Audi, otonom sürüş özelliğine sahip bir otomobilin içinde olmanın nasıl bir deneyim olduğunu İnsan-Makine etkileşimi konusunda uzman Fraunhofer Endüstriyel Mühendislik Enstitüsü IAO ile birlikte araştırdı.
Otomobiller direksiyonsuz hale geldikleri zaman, üst düzey mobiliteyi yeniden tanımlayacak bir Audi projesi olan ve ‘25’inci Saat’ adı verilen çalışmada, bir sürüş simülatöründe laboratuvar deneyleri yapılarak, aracın iç mekanının nasıl mükemmel bir çalışma alanına çevrilebileceği incelendi.
Elde edilen bulgular, gelecekte otomobil üreticilerinin müşterileri için, kişisel istek ve ihtiyaçlarına en uygun iç mekanları tasarlamalarını sağlayacak.
Gelecekte, A noktasından B noktasına seyahat eden insanlar, rahatça internette gezebilecek, çocuklarıyla ilgilenebilecek veya ofislerini araçlarına taşıyabilecekler. ‘25’inci Saat’ projesi kapsamında Fraunhofer Enstitüsünden uzmanlarla birlikte çalışan Audi, otonom sürüş özellikli bir otomobilde zamanı en iyi şekilde kullanabilmek için gereken noktaları saptamayı hedefliyor.
Fraunhofer Enstitüsünde yapılan laboratuvar deneyi için Audi, özel olarak otonom sürüş koşullarını canlandırabilecek, iç mekanı değiştirilebilen ve direksiyonsuz bir sürüş simülatörü geliştirdi. Büyük ekranlara yansıtılan görüntüler gece çıkılan bir otomobil yolculuğu hissi yaratıyor. Araştırmacılar ekranlar yardımıyla sürücülerin dikkatlerini dağıtacak dijital mesajlar yollayabildikleri gibi, aynı zamanda camları karartabiliyor, aydınlatma rengini ve arka plandaki sesleri değiştirebiliyorlar.