İnfiniti iflas Infiniti Türkiye Lexus Türkiye otostil dergi

Infiniti iflasın eşiğinde Lexus’ta da durum kötüye gidiyor

Infiniti iflasın eşiğinde Lexus’ta da durum kötüye gidiyor

Model bazında otomobil satış rakamları 2018 Haziran sonuçları gösterdi ki; bazı markalar için satış çok önemli olurken bazıları için ikinci planda kalabiliyor.

Bir de ülkemizde kağıt üzerinde var olan ancak araçlarını yollarda görmenin çok zor olduğu otomobil üreticileri var. Artan kurlar nedeniyle fiyatları iyice artan bu üreticilerin araçlarını yollarda görmek her geçen gün daha da zorlaşıyor. Infiniti ve Lexus da bu markalardan bazıları olarak karşımıza çıkıyor.

Infiniti iflas sınırında

Infiniti gibi dünyada ün yapmış, kaliteli araçlarıyla beğeni toplayan bir marka, 2018’in ilk 6 ayında sadece 16 adet araç satabilmiş. Bu araçlardan 15 adedi de Q30 modelinin 1.5 D versiyonu iken, diğer satılan otomobil 1 adet Q60. Infiniti markasının ilk 6 ayda sattığı toplam 16 aracın fiyatı günümüz kuruyla hesaplandığı zaman 4.663.679 TL ediyor.

Aynı şekilde Toyota’nın lüks markası Lexus da 2018 yılın ilk 6 aylık döneminde sadece 31 adet araç satışı gerçekleştirmiş ve bunların 13 adedi en ucuz model olan CT olmuş, yani bu 13 aracın fiyatı günümüz kuruyla hesaplandığında toplam 2.908.512 TL ediyor. Lexus’un sattığı 31 aracın toplam fiyatı ise, 15.558.917 TL ediyor.

Lexus ve Infiniti gibi markaların satışlarının bu denli düşük olması akıllara bu operasyonların daha ne kadar devam edeceği sorusunu getiriyor. Yılda belki birkaç milyon lira kira ve maaş ödeyen bu büyük firmaların toplam cirosu neredeyse bu rakamlara ulaştığı için kar etmeleri hatta  genel giderlerini karşılamaları bile zor olmalı. Elbette distribütörler bu zararı belirli bir zamanda tolere edebilir ancak bu da çok uzun soluklu olamaz. Lexus’u getiren Toyota Türkiye Pazarlama ve Satış A.Ş, ya da Infiniti’nin distribütörü olan Bayraktar Otomotiv ve Servis Hizmetleri A.Ş için de bu zararları göze almak zor olabilir.

Düşük kar ve satış rakamları markaları zorluyor

Bu iki büyük marka için görünen o ki kar etmek son dönemde gitgide zorlaşıyor. Önümüzdeki dönemde bu markalar içinde bulundukları duruma nasıl bir çözüm getirecekler ya da varlıklarını sürdürebilecekler mi, bunu zaman gösterecek.

Fakat ortalama bir showroom, bayi ve personel masrafları göz önüne alındığında, satış rakamları arttırılmadığı sürece bu durumun kötüye gideceğini söylemek mümkün. Distribütörler zararları belli oranlarla sönümleseler bile model başına ortalama yüzde 15 kar ettiklerini düşündüğümüzde bu senaryo daha gerçekçi bir hal almaya başlıyor ve kağıt üzerinden yer alan markaların ülkemizde çok uzun soluklu yer alamayacaklarını bizlere gösteriyor.